Prijevod od "bile edemeyeceğin" na Hrvatski


Kako koristiti "bile edemeyeceğin" u rečenici:

Hayal bile edemeyeceğin bir hayatımız vardı.
Imali smo život... koji ne možete niti zamisliti.
Sandıkta hayal bile edemeyeceğin hazineler var.
Unutar kovčega nalazi se blago veće od tvojih najsmionijih težnji.
Belki şu anda hayal bile edemeyeceğin kadar, bizim bile ötemize geçeceksiniz.
Možda u budućnosti koju ne možete niti shvatiti, prerastete i nas.
Picard, galaksinin hayal bile edemeyeceğin kadar... inanılmaz harikalarının ve ruhunuzu donduracak dehşetin... bulunduğu bölgelerine giriyorsunuz.
Ulazite u područja galaktike u kojima su nezamisliva čuda. I užasi koji će vam smrznuti dušu.
Eğer ailemi... rahat bırakmaz ve buradan defolup gitmezsen... canını hayal bile edemeyeceğin kadar yakacağım.
Ne ostaviš li... moju obitelj na miru, i ne odeš li odavde... zažalit ćeš kao nikada prije.
Dedim ki... buradan defolup gitmezsen... canını hayal bile edemeyeceğin kadar yakacağım.
Rekao sam... ne odeš li odavde... zažalit ćeš kao nikada prije.
Geleceğin hayal bile edemeyeceğin mucizelerle dolu.
Budućnost ti je puna čuda koja ne možeš ni zamisliti.
İçimde hayal bile edemeyeceğin şeylerin sevgisi var.
U sebi nosim ljubav koju teško da možeš zamisliti.
Yine birlikte olacağız Jadzia, hiç hayal bile edemeyeceğin bir biçimde.
Bit ćemo zajedno na nezamisliv način.
Hayatta kalabilmek için, solucanları yediğimi... bütün bir gece zararlı böcekler ile aynı hücrede uyuduğumu... asla hayal bile edemeyeceğin bir sürü yolla cezalandırıldığımı.
Jeo sam crve da preživim. Spavao sam u ćeliji u kojoj me grizla gamad... Kažnjavali su me na nezamislive načine...
Hayal bile edemeyeceğin kızlar dizüstü çöküp... aletinin boyuna bile bakmadan sana teklif getiriyorlar, doğru değilmi?
Djevojke koje se nisi ni nadao da ćeš sresti počnu klecati... na pomisao veličine tvog mozga, zar nije tako?
Tasavvur bile edemeyeceğin kadar çok insan ölecek. Buradakiler de dahil.
Nezamislive gomile će umrijeti, uključujući sve ovdje.
Bazen bu duygular o kadar güçlü olur ki sanki... kontrolünün dışında bir güç seni birlikte hayal bile... edemeyeceğin kadar mutlu olacağın birine yönlendirir gibidir.
Kad su vam osjećaji toliko moćni, kao da vas neka sila izvan kontrole vodi nekome tko vas može učiniti sretnim iznad vaših najluđih snova.
Başına tahmin bile edemeyeceğin dertler açabilir.
Moglo bi da pokrene takvu armadu drvlja i kamenja, da ne bi mogla da je zaustaviš.
rada hayal bile edemeyeceğin hatunlar vardır.
U glavi ima kanala za koje ni ne znaš.
Bizim geliştirdiğimiz ilaçlar hayal bile edemeyeceğin yollarla hayatını değiştirecek.
Lijek koji razvijamo, promijeniće vam život na način koji ne možete ni zamisliti.
Sana hayal bile edemeyeceğin şeyler yapacağım.
Radiću ti stvari za koje nikada nisi ni sanjao da su moguće.
Ve de silahlarımdan birinden çıkıp da bir adamımı veya arkadaşımı vuran ilk kurşun anlaşmayı bitirir, arkasından hayal bile edemeyeceğin kadar büyük bir kargaşa getirir.
I prvi metak ispaljen iz mojih pušaka koji pogodi Sona ili našeg prijatelja, razvrgava ugovor, pokrečući pakao kakav nikada ne želiš upoznati.
Hatta belki kontrol bile edemeyeceğin bir gücü.
Koje možda čak ne možeš ni kontrolirati.
Hayal bile edemeyeceğin bir aşkla doldurur seni, adamım.
Ispunio te ljubavlju kakvu nisi ni sanjala.
Hayal bile edemeyeceğin bir şekilde pişman olacaksın.
Ne možete ni zamisliti koliko ćete požaliti.
Senin hayal bile edemeyeceğin şeyler yapar.
Činit iće ti stvari koje ne možeš ni zamisliti.
Bu yüzden saat 10'da fotoğraf için yüz bakımım var ve sonrasında saat 11'de Tracy Anderson vücudumu hayal bile edemeyeceğin şekillere sokmak için bükecek.
Imam zakazan piling lica u 10:00, i onda će Tracy Anderson da uvrće moje tijelo u poze koje ne možeš ni da zamisliš u 11:00.
Kardeşin hayal bile edemeyeceğin kadar namuslu biri.
Tvoj brat ima vrlinu koju ti ne možeš ni da zamisliš.
Ama dünyamız hayal bile edemeyeceğin kötülüklerle dolup taşmıştı.
No zemlja je postala puna najstrašnijih opasnosti.
Bazı rahipler fotoğraflar gönderdi, hayal bile edemeyeceğin şeyler.
Par pastora su mi pokazali strašne slike.
Evlilik insanı hayal bile edemeyeceğin boyutlarda değiştirir.
Brak nas mijenja na načine koje ne možeš ni zamisliti.
Bu anı tahmin bile edemeyeceğin kadar uzun süredir bekliyorum.
Čekao sam na ovaj dan duže nego što možeš zamisliti.
Hayal bile edemeyeceğin acılara göğüs germişliğim var.
Vidio sam više boli nego što možeš zamisliti.
Bu insanlarda tahmin bile edemeyeceğin düzeyde bir güç var.
Ti ljudi su moćniji nego što možeš zamisliti.
Değişikliğe öncülük ettiğini sanıp, başkasının hayal bile edemeyeceğin kadar derin bir oyununda piyon olduğunu fark etmek nasıl bir his bilirim.
Sjećam se kakav je to osjećaj, misliš da vodiš promjene, a zatim shvatiš da netko igra igru čiju dubinu ne možeš ni zamisliti.
Bu proje için, senin hayal bile edemeyeceğin kadar fedakarlık yaptım.
Za ovaj projekt sam se žrtvovao toliko da ne može š pojmiti.
Hayal bile edemeyeceğin bir çok şekilde benim için çok değerli birisi.
Ona je izvanredna na načine koje vi ne možete ni zamisliti.
Bunlar olmadan hayal bile edemeyeceğin acılar çekiyorum.
Bez umetaka bio bih u nezamislivim bolovima.
Bildiğini sandığın her şeyi unut çünkü hayal bile edemeyeceğin şekilde yanlış yoldasın.
ZABORAVI SVE ŠTO ZNAŠ JER GRIJEŠIŠ NA NAČINE KOJE NI NE MOŽEŠ ZAMISLITI.
İlerideyse hayal bile edemeyeceğin kadar çok okyanus ve ülke var.
Iza toga su oceani i toliko kopna da ne možeš ni zamisliti.
Sen eğitimdeyken ben hayal bile edemeyeceğin acılar çektim.
Pa, dok si bio trening, patio sam stvari koje nikada ne mogu zamisliti.
Başarı öykülerin bu duvarları hayal bile edemeyeceğin bir süre boyunca onurlandıracak.
Priče o tvojim djelima će krasiti ove zidove duže nego što možeš zamisliti.
3.2956190109253s

Preuzmite aplikaciju Igre Riječi besplatno!

Povežite slova, otkrijte riječi i izazovite svoj um na svakoj novoj razini. Spremni za avanturu?